Rusya-Ukrayna savaşı, milyonlarca sivili yerinden etti. Ukraynalı mülteciler, çatışmalar nedeniyle çareyi komşu ülkelere sığınmakta buluyor. Wall Street Journal gazetesi, Ukrayna’dan mülteci akınının, Avrupa’nın onları ağırlama kapasitesini sınadığını yazdı. 3.5 milyondan fazla sivilin Ukrayna’yı terk ettiği belirtilerek, bu durumun kıta genelinde insani yanıt üzerindeki baskıyı artırdığına dikkat çekildi. Eşi ve iki çocuğuyla savaştan kaçan Olga Nychyporenko, en çok Ukraynalı mülteciye ev sahipliği yapan Polonya’daki durum için “Tıklım tıklım dolu.” şeklinde ifade kullandı. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana kıtadaki en büyük insan hareketi olan Ukrayna’dan kaçan 3,5 milyondan fazla mülteciye destek sözü verdi. Ancak, bu kaynakların devreye alınmasının AB’nin kıta çapında insani müdahale sırasında iş birliği yapma kapasitesini test ettiği kaydedildi.
Brüksel’in hedefinin, Ukrayna’ya komşu ülkelerdeki insan akınını önlemek olduğu, bununla birlikte dördüncü haftasına giren Rusya-Ukrayna savaşının AB’nin çabaları üzerindeki baskıyı artırdığı aktarıldı. Savaşın ilk günlerinde Ukrayna’dan ayrılanların AB ülkelerinde akrabaları ya da arkadaşlarının olduğu, fakat sonradan ayrılmak zorunda kalanların ise söz konusu ülkelerde bağlantı eksikliği yaşadığı anımsatıldı. Bu durumun, hükümetler üzerinde daha fazla “yük oluşturacağı” anlamına geldiği belirtildi.
Yale Üniversitesi’nde Rus ve Avrupa Çalışmaları alanında çalışmalar yürüten Thomas Graham, Doğu Avrupa ülkelerinin insan akınıyla başa çıkmasına yardım etmelerinin, AB için temel bir sınav olacağını söyledi. Graham, “Bunu sosyoekonomik ve politik bir blok olarak kendi geleceklerinin çıkarına uygun şekilde ele almak zorundalar.” dedi. Polonya Göç Forumu Başkanı Agnieszka Kosowicz, Polonya’nın Ukraynalıları karşılamasının giderek zorlaştığı konusunda uyardı. Batı Avrupa hükümetlerinin Polonya’daki Ukraynalı mültecilerin batıya ulaşmaları konusunda daha fazlasını yapması gerektiğini savunan Kosowicz, şunları dile getirdi: “Daha güvenli olurlar ve daha iyi takip edilirler. Ayrıca, insanları dil açısından profillemek çok mantıklı olur. Fransızca bilen biri varsa, onları Almanya yerine Fransa’ya göndermeniz daha mantıklı.”

