YKS’de bugün dünden daha zor olabilir ama…

Milyonlarca gencin kâbusu haline gelen YKS Maratonu bugün nihayet sona eriyor.

Tercih dönemine kadar uzunca bir tatili adaylar kadar, aileleri de fazlasıyla hak ettiler.

Tercih sürecine kadar kendilerine gönüllerince bir tatil diliyoruz.

Bu süreçte öğrenim göreceğiniz kentleri, üniversiteleri ve hayalini kurduğunuz meslekleri olabildiğince netleştirirseniz, en azından son güne kalıp “tercih kurbanı” olmazsınız…

Tercihlerde üniversite yerine fakülte seçimine yoğunlaşmak çok önemli.

İlle de şu üniversite olsun diye tüm bölümleri tercih etmek yerine en çok istediğiniz fakülte hangi üniversitelerde ise gerektiğinde farklı kentlere gitmeyi de göze alıp onlara yoğunlaşmalısınız…

Evet, sınavların hepsi de çok önemliydi, alacağınız puan ve sıralama da çok önemli ama iyi bir tercih sıralaması hepsinden daha önemli.

Bu bir anlamda elinizdeki parayı en efektif şekilde harcamak gibi bir şey.

Çok şey alabilirsiniz, hiçbir şey de alamayabilirsiniz. Bu sistemde pek çok yere girebilecekken, hiçbir yere giremeyip açıkta kalmak da mümkün!..

İlk adım…

Üniversiteli olmanın ilk adımı dün atıldı. Bugün de ikinci oturum sınavlarla sona eriyor.

YKS’ye 3 milyon 120 bin aday başvurdu, muhtemelen yüz binlercesi dün de, bugün de sınava girmedi ya da girmeyecek.

Geçen yıl bu rakamın 500 bin olduğunu özellikle hatırlatmak isteriz!..

Kontenjanlar bu yıl da muhtemelen bir milyon civarında olacak…

YKS’nin ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Testi’nde (TYT) dün adaylara toplam 120 soru yöneltildi, 165 dakika süre verildi.

Bugün yapılacak Alan Yeterlilik Testleri’nde (AYT) de 160 soru sorulacak, 180 dakika süre verilecek. Yabancı Dil Testi

YDS’de ise 80 soru için verilen süre 120 dakika…

Adayların en büyük korkusu olan zaman yetmezliği konusunda dün bir sıkıntı yoktu ama bugün biraz zaman baskısı olabilir. Bu yüzden ilk turda hiçbir soruyu ikinci kez okuyarak zaman kaybetmeyin. Zamanınız kalırsa takıldığınız sorulara, ikinci turda bir kez daha göz atarsanız.

Her sınavda oldu; dün ve bugünkü sınavlar için de sevinenler, üzülenler olacak.

Ne olur sınavı da sonuçları da fazla abartmayın. Kafanıza takmayın.

Elinizden geleni yapın, gerisini sonraya bırakın.

Su, öyle ya da böyle akıp yolunu buluyor.

Her öğrencinin başarılı olacağı bir alan mutlaka var ve üniversiteler de fakülteler de bu süreçte sadece bir araçtır.

Önemli olan sizsiniz.

İlginizin, yeteneklerinizin, becerilerinizin yeterince farkındaysanız ve hayalleriniz varsa, emin olun, kaç puan aldığınız, nereyi kazanacağınız çok da önemli değil.

Sadece bizdekilere değil, dünya geneline bakın!

Zirvedekiler, hep ve sadece sınav şampiyonları değil!..

Önemli olan özgüveniniz ve bunun zedelenmesine, ne sınavlarla ne de başka gerekçelerle asla izin vermeyin…

Üniversite şart mı?

Şu günlerde pek çok kişi adayları teselli etmek için üniversitenin çok da gerekli olmadığını, bitirenlerin hallerinin ortada olduğunu, daha ötesi okuduklarına bin pişman olduklarını ulu orta söyleyeceklerdir.

Adaylara hele ki şu aşamada ne böylesi bir nasihatte bulunun ne de söylenenlere alınganlık gösterin.

Şimdi böylesi söylemlerin ne yeri ne de zamanı.

Bunları konuşmanın zamanı gelmeyecek mi? Elbette gelecek ama şimdi değil…

Sonuç ne olursa olsun, hele ki bu sınav sisteminde, kendinizi ya da çocuklarınızı asla günah keçisi ilan etmeyin, canınızı sıkmayın!

Eğer ille de bir kabahatli arıyorsanız, o kabahatli bu ucube sisteme seyirci kalanlar, YÖK, ÖSYM ve üniversitelerdir…

Özetin özeti: Yarın, bugünden güzel olmalı. Önemli olan bu. Detaylar da önemli ama geleceğinize asıl yön veren sınavlar değil, kararlılığınızdır…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

xxx